Site oldukça güzel ve siz ilk kelimeyi yazmaya başladığınız an bir dakikalık süre geri sayıma başlıyor. Türkçe dahil olmak üzere bir çok dil seçeneği de mevcut. Ancak metindeki kelimeler bir paragrafın ya da cümlenin parçaları değil. Yani rastgele oluşturulmuş kelimeler o yüzden ilk denemelerinizde biraz zorlanabilirsiniz ama bir kaç denemeden sonra alışıp gerçek hızınızı ortaya çıkarabilirsiniz. Örnek bir sonuç;
İnternet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnternet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Aralık 2013 Pazar
Ne kadar hızlı yazabiliyorsunuz?
Bilgisayarlar hayatımıza iyice girdikçe onları kullanma sürelerimiz de her geçen gün artıyor. Ailemizle ya da arkadaşlarımızla görüşmek için çoğu zaman internetten yazışıyoruz. Muhtemelen gençler sorun yaşamıyor ancak büyükler klavyelere alışmakta büyük zorluklar çekiyor. Öyle ki, üniversiteye gidip evden ayrıldığımda ailemle genellikle internetten konuşup yazışıyordum ve yazışma kısmı bazen çok zaman kaybetmeme sebep olabiliyordu zira çok yavaş yazıyorlardı. Tabi bu durumun alışmak ve pratikle ilgisi olduğu çok açık. Biz bu teknolojiye alışarak büyüdüğümüz için uyum sürecimiz daha çabuk ve kolay oldu. Şimdiki nesilde kime sorsak çok hızlı yazıyorlar peki gerçekten öyle mi? Sahi ne kadar hızlı yazıyorsunuz? Kendinizi denemek isterseniz eğer bu güzel internet sitesi ile bunu yapabilirsiniz.
Etiketler:
hızlı yazmak,
İnternet,
klavye,
klavye hızı,
q klavye
7 Aralık 2013 Cumartesi
Satranç oynamayı sever misiniz?
Bilgisayar ile ilk tanıştığım dönemlerde ms-dos işletim sistemi kullanılıyordu ve oyunlar disketteydi. Bilgisayarı açma kapama tuşundan çat diye kapatırdık ve basit bir oyunu açmak için bile komut girmemiz gerekirdi. En çok Prince of Persia, PacMan ve satranç oynardım. Satranç oyunu harikaydı çünkü yapımcısı çok güzel animasyonlar yapmıştı ve seslendirmeler bile o dönemde bana çığır açmış gibi geliyordu. Taşlar insan figürleriydi ve hamle yaptığınızda yürüyorlardı. Karşı tarafın bir taşını yediğinizde ise küçük bir savaş animasyonu ile rakip taşı öldürüyordu. Tabi bilgisayarı yenmek o kadar kolay değildi. Yenilen pehlivan güreşe doymaz hesabı yenildikçe hırslanarak bir daha oynuyordum ama nafile. Bilgisayar kendi deyimimle yine hile yaparak beni yeniyordu. :) Zaman geçtikçe Windows kendi içerisine çok basit bir satranç oyunu koydu ve internetin giderek yayılmasıyla internet siteleri artık başka oyuncularla interaktif oynayabileceğiniz satranç oyunları ekledi kendi serverlarına. Artık sadece bilgisayara karşı değil, sizin gibi satranç seven insanlara karşıda oynayabiliyordunuz. Ancak gerek bu oyunların kendi içindeki yazılım açıkları gerek bir oyun oynamak için çok uzun süreler beklemeniz çokta ilgi çekici gelmiyordu insanlara. O yüzden okey ve tavlada binlerce insan varken satranç odalarında sadece bir kaç aktif insan vardı. Birkaç sene önce internette dolanırken chess.com u keşfettim. Site gerçekten inanılmazdı çünkü hem çok iyi dizayn edilmişti hemde çok fazla kullanıcısı vardı. Siteye üye olmak çok basit ve artık çağımızın gereği facebook hesabınızla bile üye olabiliyorsunuz. Oyunlara gelecek olursak bir çok seçenek mevcut, ister anlık olarak bir rakiple oynayabilirsiniz isterseniz de günlük ya da haftalık hamlelerle oynayabilirsiniz. Seçeneklerde neredeyse sınır yok. Ayrıca oyunu öğrenmek için bir çok bilgide mevcut. Bedava ve paralı olarak birkaç seçenek var, paralı üyeliklerin seviyeleri var. Bunları siteden görebilirsiniz, her üyelik seviyesi farklı özellikleri barındırıyor içinde. Bedava üyelikle bile her türlü oyunu oynayabiliyorsunuz ancak günlük satranç problemleri sınırlı ve oyun analizleriniz biraz daha basit. Turnuvalara katılıp, şampiyona mücadelelerine girmeyecekseniz gayet yeterli bir üyelik bence. Sizde benim gibi satranç seviyorsanız mutlaka ziyaret etmenizi öneriyorum. Site türkçe olarakta hizmet vermekte. Ben bir kere girdikten sonra vazgeçemedim ve sizede iyi eğlenceler diliyorum.
İyi günler dilerim.
İyi günler dilerim.
6 Aralık 2013 Cuma
Zihninizi geliştirin
Günümüzde bilgisayar ve internet artık hayatımızın değişmez bir parçası ve başında geçirdiğimiz zaman her geçen gün biraz daha artıyor. Haberleri takip ediyoruz, e-postalarımıza bakıyoruz, facebook tan çıkmıyoruz ya da zaman geçirmek için oyunlar oynuyoruz. Sonra bir bakıyoruz ki geçirdiğimiz saatlerin farkında bile değiliz. İnternetle ilk tanıştığımız zamanlarda heyecanlıydık, televizyon gibi bize ne sunulursa ona bakmak zorunda değildik, istediğimiz şeyi arayıp istediğimiz şeyi görebiliyorduk. Ancak son zamanlardaki gelişmeler ile insanların internette geçirdikleri süre ve yaptıklarına bakılacak olursa televizyondan farkı kalmamış gibi görünüyor. Kendimizi git gide bir aptal kutusundan başka bir aptal kutusuna geçiş yapmış gibi hissedebiliyoruz özellikle geçirdiğimiz zamanı ve bu zaman içinde ne yaptığımızı düşünürsek. En azından kendim için sosyal medyanın ilk başladığı dönemlerde benim için öyleydi. Zamanımı sürekli boş geçiriyorum gibi hissettim, bunun beni yavaşlattığını ve daha da kötüsü alıştırdığını gördüm. İnterneti tekrar ilk zamanlarımdaki heyecanlı halim gibi yararlı işler için kullanmalıydım. Sonra üniversite yıllarımda lumosity i keşfettim. Lumosity beyninizin değişik fonksiyonlarını geliştirmek için tasarlanmış bir zihin oyunları sitesi. İçerisinde bir çok oyun var ve her biri beyninizin farklı bir fonksiyonuna hitap ediyor. Hafızadan seri düşünmeye, görev değiştirmeden problem çözümüne kadar bir çok değişik oyun.
Siteye üye olduktan sonra size beyninizin hangi yönlerini geliştirmek istediğinizi soruyor ki ona göre size spesifik oyunlar sunabilsin, daha sonra oynadığınız oyunlarda aldığınız sonuçlara göre size bir beyin profili çıkarıyor ve bu fonksiyonların bir puanlamasını sunuyor. Bu puanlamaya göre her gün size özel oyunlar sunuyor. Eğer bütün bu özellikleri tam olarak kullanmak isterseniz siteye paralı üye olmanız gerekiyor. Ancak bedava olarakta siteden faydalanabiliyorsunuz, paralı üyeliklerde günlük olarak 5 oyun yer alırken bedava üyelikler günde 3 oyun oynama hakkına sahip. Eğer sizde internette geçirdiğiniz süre zarfında kendiniz için iyi bir şeyler yapmak isterseniz günde 5 dakikanızı ayırıp bu güzel sitede zihninizi canlı tutabilir ve düzenli olarak yaptığınız takdirde kendinizi geliştirebilirsiniz.
İyi günler dilerim.
Siteye üye olduktan sonra size beyninizin hangi yönlerini geliştirmek istediğinizi soruyor ki ona göre size spesifik oyunlar sunabilsin, daha sonra oynadığınız oyunlarda aldığınız sonuçlara göre size bir beyin profili çıkarıyor ve bu fonksiyonların bir puanlamasını sunuyor. Bu puanlamaya göre her gün size özel oyunlar sunuyor. Eğer bütün bu özellikleri tam olarak kullanmak isterseniz siteye paralı üye olmanız gerekiyor. Ancak bedava olarakta siteden faydalanabiliyorsunuz, paralı üyeliklerde günlük olarak 5 oyun yer alırken bedava üyelikler günde 3 oyun oynama hakkına sahip. Eğer sizde internette geçirdiğiniz süre zarfında kendiniz için iyi bir şeyler yapmak isterseniz günde 5 dakikanızı ayırıp bu güzel sitede zihninizi canlı tutabilir ve düzenli olarak yaptığınız takdirde kendinizi geliştirebilirsiniz.
İyi günler dilerim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)